18 Mart 2008 Salı

Güzel Ahlâk




Her insan saadete ulaşmayı ister. Kişinin saadete ulaşabilmesi için bazı şeylere sahip olması gerekir. İman, ibadet, ilim ve ahlak sahibi olmak, saadetin temel esaslarıdır. Bunlara sahip olan kimse için saadet kapıları açılmış demektir.

İman, ibadet ve ilim insanı olgunlaştırır ve güzel ahlak sahibi yapar. Güzel ahlâk, İslam için bir gayedir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadislerinde: “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”[1] buyurmuşlardır.

Müslümanı bir ağaca benzetirsek; onun kökü iman, kolları amel, yaprakları ilim, meyvesi de güzel ahlak ve fazilettir. Kur’an-ı Kerim ve Efendimizin sünneti, bütün canlılara ve cansızlara hayat veren toprak, su, hava ve güneş gibidir. Bahçe sahibi fidanı diker ve yıllarca ona hizmet eder, neticede ondan meyve bekler değil mi? Müslümandan beklenen şey de güzel ahlaktır. Ağacın en tatlı ve en faydalı yerinin meyvesi olduğu gibi, müslümanın en güzel yönü de ahlak sahibi olmasıdır. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) “Mü’minlerin iman yönünden en üstün olanları ahlâkça en güzel olanlarıdır.”[2] buyurmuşlardır.

Güzel ahlâk konusunda Peygamber Efendimizi (SAV) kendimize örnek almalıyız. Bir ayette Cenab-ı Hak (c.c.) şöyle buyuruyor. “Andolsun ki, Resulullah da sizlerden Allah’ı ve ahiret gününü ummakta olanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır.”[3]

Ashab-ı Kiram, Hz.Muhammed (s.a.v.)’i kendilerine örnek alıp her konuda onun sünnetine uydukları için, kısa zamanda kemale ermişlerdir.

Biliyorsunuz ki, zamanımızda her toplumda ahlâk buhranı ve huzursuzluk mevcuttur. Milletlerin maddi ve teknik yönden ilerleyip daha çok imkanlardan yararlanmalarına rağmen, huzura ulaşamadıkları bir gerçektir. Bu buhran ve bunalımlardan kurtuluş yolu, İslam ahlakını öğrenip yaşamaktır. Yetişen nesillere İslam dinini öğretmeliyiz. Dini hükümlere ve ahlaki kaidelere uygun hareket ederek gençlere örnek olmalıyız. Toplum olarak huzur ve saadete böylece ulaşabiliriz.

İslam ahlâkının yaşandığı toplumlarda kardeş kardeşi öldürmez. Kimse kimsenin malına ve ırzına göz dikmez. Küçükler büyüklere saygı gösterir, büyükler küçüklere şefkat ve merhamet eder. Dünyaları böyle olanların ahiret hayatlarını kâinatın Efendisinden dinleyelim:

“Kıyamet gününde bana en yakın ve katımda en sevgili olanınız, ahlâkı en güzel olanınızdır. Benden en uzak ve katımda en sevimsiz olanınız ise, çok konuşan, lüzumsuz ve uzun konuşanlarla, kibirli olanlarınızdır.”[4]

“Ahlâk iledir kemal-i adem,
Ahlâk iledir nizam-ı alem”

diyen edip ne güzel demiş ve ne güzel söylemiş. Bu sözden de anlaşıldığına göre, insanların kemale ermesi, güzel ahlâk sahibi olmalarıyla mümkündür. Olgun ve kamil olanlar, güzel ahlak ve hüsnü edep sahibi olanlardır. Dinimiz, güzel ahlâk sahibi olmak için gerekli olan her şeyi emir ve tavsiye etmiş; kötü olan her hareketi de yasaklamıştır.

Dünyanın nizamı da ahlak iledir. Toplum içinde huzur, sükun ve güvenin olabilmesi için, fertlerin ahlak sahibi olmaları ve birbirlerinin haklarına saygı göstermeleri lazımdır. Toplum içinde bulunan her insan, haksızlık etmekten, başkalarına zarar vermekten sakınmalıdır. Kişinin toplum içinde itibar görebilmesi, sayılıp sevilebilmesi konusunda güzel ahlâklı olmasının önemi büyüktür. Güzel ahlâklı olan müslümanlar, Allah ve resulü katında sevimli olduğu gibi, insanlar nazarında da sevgi ve saygı görürler. Bunun için “Kişinin edebi, altınından kıymetlidir.” denilmiştir. Güzel ahlâklı olmanın faydasını insan dünyada göreceği gibi ahirette de görecektir.

Güzel ahlâkı elde etmek ve güzel ahlakla hemhâl ve hemdem olmak için;

Cenab-ı Hakk’ın emirlerini yapıp, nehyettiği kötülüklerden sakınmalı,
Peygamber Efendimiz’in sünnetine uygun hareket etmeli,
Her türlü haram, zulüm ve haksızlıklardan uzak durmalı,
Gizli ve açık her yerde, Allah`ın murakabesinde olduğunu hatırlamalı,
Günah ve faydasız olan sözleri söylemeyip, az ve faydalı konuşmalı,
Vaktini boşa geçirmeyip, dünya ve ahirete yarar bir şeyle meşgul olmalı,
Hiç kimsenin aleyhinde konuşmamalı ve kimseyi rahatsız etmemeli,
Elinden geldiği kadar herkese maddi ve manevi yardımda bulunmalı,
Büyüklere hürmet, küçüklere şefkât göstermeli,
Alçak gönüllü, samimi, tatlı dilli ve güzel yüzlü olmalıdır.

[1] Ramızul Ehadis Sh.245
[2] Ramuzul Ehadis Sh.81
[3] Ahzab:21
[4] Sünen-i Tirmizi C.4, Sh.370

Hiç yorum yok: