17 Mayıs 2008 Cumartesi

Efendimiz’e Salât-u Selâmın Fazileti




Hz. Peygamber Efendimiz -Sallallâhu Aleyhi Ve Sellem- buyurdular ki:

Bir gün bana Cenab-ı Hakk’ın dört büyük meleği geldi. Bunlar; Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail aleyhimüsselam idiler.

* Cebrail (a.s) bana dedi ki:

Ya Resulallah! Senin ümmetinden bir kimse size günde on defa salavat ederse yarın kıyamet gününde ben onun elinden tutar, sıratı kuşlar gibi geçiririm.

* Mikail (a.s) de dedi ki:

Ben o kula senin kevser havuzundan kana kana içiririm.

* İsrafil (a.s) dedi ki:

Ya Resullallah! O kulun affı için başımı secdeye koyarım Allahu Teala onu affetmedikçe başımı secdeden kaldırmam.

* Azrail (a.s) de:

Ya Nebiyallah! Sana günde on defa salâvat edenin ruhunu Peygamberler gibi kabzederim, dediler.

Bunun üzerine Hz. Peygamber Efendimiz –sallallahu aleyhi ve sellem- :

Bu ne büyük lütuf ya Rabbi!
Bu ne büyük ihsan Allahım!
buyurdular.

Ayet ve hadîs-i şeriflerde bildirildiği üzere salavât-ı şerîfe getirmenin pek çok faydaları vardır.

Bunları şöyle sıralayabiliriz:

* Salavât, Ahzâb Suresi 56. ayette belirtildiği üzere Cenâb-ı Hakk’ın buyruğuna itâattir.
* Salavât, günahların affedilmesine vesîledir.
* Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e yakın olmanın en güzel ve en kolay yolu ona salavât getirmektir.
* Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, kendisine salât okuyana mukâbelede bulunur.

Her salât getirenin ismi, Peygamber - Sallallâhu Aleyhi Ve Sellem - Efendimiz’e arz edilir.

* Salât-ü selâm okuyan kimse, Allah ve Rasûlü’nün muhabbetini diğer muhabbetlere tercih etmiş olduğu için, O’nun ahlâkıyla ahlaklanmada seviye alır, kötü ahlaktan kurtulur, fazîlete erer.
* Allah Teâlâ’nın rahmetinin üzerimize inmesine vesîledir.
* Salavât unutulan sözün hatırlanmasına sebep olur.
* Salavât duâların kabûlüne vesîledir.
* Yine salavât kıyametin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye vesîledir.

Nitekim hadis-i şerifte şöyle buyurulur:

“Kıyamet gününde üç kişi Allah’ın arşının gölgesinde gölgelenir.”

* Üzüntülü kişinin sıkıntısını teselli eden kişi.
* Benim sünnetimi ihyâ eden kimse.
* Benim üzerime çok çok salavât getiren kimse.

Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammed!
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Nebiyyina Muhammed!
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Rasulina Muhammed!
Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Rasulallah!.
Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Habiballah!.
Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Emine Vahyillah

Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedini’n-Nebiyyi’l-Ümmiyin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim!

Yüreklerimizde vaz geçilmez bir yerin var Ya Rasulallah!.

“Rabbim cümlemizi salâvatın özüne ulaşıp, Peygamber ahlâkıyla ahlâklanmayı, O’nun 23 yıllık nübüvvet hayatından lâyıkı vechile hisseler almayı ihsan eylesin!…”

Âmin…

8 Mayıs 2008 Perşembe

Canım Feda Gül Ahmed'e (S.A.V.)

EY NEFSİM! HALİS OL Kİ, HALAS BULASIN!..




EY NEFSİM!!

Ey nefsim,kendi gerçeğinle yüzleşmeye hazır mısın?

Hesaptan önce hesap vermeye ne dersin? Halkın sevgisini ararken,Allah'ın nefretinden emin misin?

Kendine karşı sadakatini kaybetme...

Ey kendi başına buyruk nefsim!

Sevdaların,korkuların,kaygıların?! Evet biraz açar mısın? Kalp ritmini zorlayan heyecanlarından biraz bahsetsene! Hangi limana demir attın?

Göze gireyim derken,gözden düştüğünün farkında değilsin...Övünmek ve saygınlık kazanmak için bu ne hırs? Kendini beğenen nefsim şöyle demen gerekmiyor mu?

"RABBİM BENİ BANA BEĞENDİRME."

Bilmediklerine "ben bilirim" demekten vazgeçmeyecek misin? Hala "biliyorum" demeyi bir nakısa olarak mı göreceksin?

NEFSİM! Kitab'a karşı neden soğuksun? Namaza neden ağırsın?

Ne zaman samimi olacaksın... Riya ile kendine zulmetme... Toplum içinde kıldığın namazla yalnız iken kıldığın namaz arasındaki farkı nasıl izah edeceksin?

Nefsim! Rabb'imin "feveylun" dediğini duymuş olman lazım... Namazında kendine yazık etme... Riya bulaşan namaz sana bela olmasın...

Okuduğun Kur'an sana zulmetmesin...Nice Kur-an okuyanlar var ki,Kur-an onlara lanet eder. Bunu biliyorsun.

Ey kendine zulmeden nefsim!

Günah işlemekte ne kadar cesursun... Ateşe dayanma gücünü nerden alıyorsun?

Nefsim ebedi ve ezeli düşmanına, şeytana açık veriyorsun... Düşmanını küçümsüyorsun...

Nefsim!

Niçin susuyorsun? Çünkü suçlusun...Haydi itiraf et...Dönsene...Gel tövbeye...

Ey nefsim hala kendini temize çıkarmaya devam edecek misin? Oysa Yusuf(as) Peygamber şöyle diyordu: "Ben nefsimi temize çıkarmıyorum."

Yusuf'un yapmadığı tezkiyeyi yapıyorsun.

Bak dinle Kur'an ne diyor:

"Nefislerinize tezkiye etmeyiniz."(Necm -32)

Ey nefsim!

Kendini güvende mi hissediyorsun? Oysa Peygamber'imiz(sav) kızı Fatımaya güvence vermemişti...

"Kızım Fatıma nefsini ateşten koru,kıyamet günü senin için elimden bir şey gelmez."

Yoksa kimsenin bilmediği güvencelerin mi var?

Peygamberimizin(sav) kızına vermediği güvenceyi sana veren mi var?

Nefsim topraktan geldiğini unutmuş gibisin...Azrail ile randevunu erteledin mi yoksa?

Ey yaşam hırsı ile sersem hırsım!

Peygamberimizden(sav) geriye kalan neydi?

Nefsim!

Mutmain misin? Samimi misin?

Haydi Rabb'ine dön! Sen dönmek istemesende dönüş O'nadır...Sen Rabb'inden? Rabb'in senden razı mı?

Uyarıya muhtaç nefsim,kendini müstağni görme...

Yoksa samimiyetsizliğini gizlemek için mi samimiyet edebiyatı yapıyorsun?

EY NEFSİM! HALİS OL Kİ,HALAS BULASIN!..

Yapmadıklarınızı niçin söylersiniz?..




“Yapmadıklarınızı niçin söylersiniz?..”

Demek ki tesiri yok!..

Hatırlasana o Resûlü.. Günde yüz kez tevbe eden..
Ayakları şişinceye kadar namaz kılan,
Her durumda, her konumda hep en önde olan,
O Canlar Cânanını...

O öyleydi de ondan, etrafında pervane olurdu canlar..
O öyleydi de onun için, tam 15 asır sonra bugün,
Adı anılınca; yüreğin titrer, burnunun direği sızlar..
Gözyaşların bile tanır O’nu..
“GÜL” denince; O’nun kokusunu alır canlar..

Ve O, öyle olduğu için,
Bugün; ateşler içindesin, ama bak yanmıyorsun!..

Evet; Yapmadıklarınızı niçin söylersiniz!..
Eskiden söylemez, yaparlarmış.. Bugünse hep söylüyor, yapmıyoruz..

Var ya;
Çok iyi bir hatip olsan, binlercesine hitap etsen,
Seni ağızları açık dinleseler...
Avaz avaz haykırsan..

Gönlünü kuramamışsan eğer ...
Gecelerde yoksa bir aydınlığın..
Kirpiklerin sağanaklarda ıslanmamışsa..

O’na adanmış sözlerin, işlerin ve hatta hayallerin yoksa....
Savunduklarının, söylediklerinin tatbikçisi değilsen,
Vallahi tesir etmez!...

Sen, karşılığı cennet değil, yalnız O’nun rızası olan emanetini,
O’na satabilmişsen,
Merak etme o zaman!..Konuşmasan da öyle tesirli olacaksın ki...
Yüreğinden vuracaksın insanları..

Sen, yürekler nasıl fethedilir sanıyorsun ki?


Ayşe Reşad

Hadis-i Şerif


Bir Yoksun, Bin Varsın




Bir Yoksun, Bin Varsın

Bir yoksun aramızda, gözümüzü açtık dünyaya
Bin varsın içimizde, varlığa sebep kıldı Sen’i, Mevlâ (c.c.)
Bir yoksun aramızda, yürekler hasretinle yandı
Bin varsın içimizde, Sen’sin her güzelliğimizin adı.
Bir yoksun aramızda, boynu bükük ümmetinin
Bin varsın içimizde, dermanı oldu yüreğin
Bir yoksun aramızda, yorgun düştü hayaller
Bin varsın içimizde, kokunu taklit eder güller
Bir yoksun aramızda, öksüzler daha bir öksüz
Bin varsın içimizde, en kuvvetli olur güçsüz
Bir yoksun aramızda, zaman perişan
Bin varsın içimizde, canandan daha canan
Bir yoksun aramızda, Sen’i anlatıyoruz birbirimize
Bin varsın içimizde, ta içimizde
Bir yoksun aramızda, sevinçlerimiz hep yarım kaldı
Bin varsın içimizde, Sen’sin mutluluğumuzun kaynağı
Bir yoksun aramızda, nurun kaldı geride
Bin varsın içimizde, sevdalıların izinde
Bir yoksun aramızda, olmayan yalnız bedenin
Bin varsın içimizde, rehberimiz Sen’sin
Bir yoksun aramızda, bir bilsen Sen’i ne çok özledik
Bin varsın içimizde, bunun için Allah’a şükrettik.

Geldim Ya Rasulallah (S.A.V.)